30 Mart 2009 Pazartesi

Maximiles reklaminin hissettirdikleri

O kadar sıkılıyorum ki. Hele o reklamı izledim. Bir gün bir reklam izledim hayatım değişti olacak diye seviniyorum, reklamı kaç kez izledim bilmiyorum ama her izlediğimde kendime daha bir acıyorum desem yeri.

Gerçekten hayatim her gün aynı. Kimbilir belki de doğduğumdan beri. Bir rutinin içinde kaybolup gidiyoruz, kaçmak zor geliyor, içinde tıkılıp kaldığımız bağlardan kurtulmak korkutuyor bizi. Tavuklarin kümesleri gibi, dışarıdaki hayattan çekiniyoruz. Evimiz daha güvenli.

Peki kaçıp gitme gibi bir şansım olsa ne yapardim? Başka bir rutinin icine mi girerdim? Kalkip İtalya'ya okumaya gitsem mesela? Bu çarkın içinden çıksam. Orasi da baska bir çark mi olur? Zaten ne okurum ki? Bir sey yazmaktan, okumaktan baska ne yaptim ki hayatta? Ne yaparim? Nasil yasarim?

Hayatimiza yon vermek, mudahale etmek ne kadar elimizde ki? Bu cark dondukce orumcek agiyla baglaniyor gibiyiz. Hep bir sey olsa, birisi gelse, kocaman bir bicakla o aglari kesse, ya da baglar kopsa diye bekleyerek donmeye devam ederken aglarin da giderek buyudugunun farkinda miyiz ki?

Kocaman, kocaman aglar, baglar, insanlar, isler, okullar, egitimler, paralar, bizi oldugumuz yere civileyen her sey. Bunlardan kurtulmak mumkun mu? Hadi eyvallah ben gidiyorum demek kolay mi?

Bu istek, bu sözcuk obegi, icimizde patlamak uzere olan bir bombaysa, bunu etkisizlestirmek de istemiyorsak, ne yapacagiz?

Her gun, her saat gitmek isteyen bir insani yasadigi kentle ne baglar ki? Neden gidemez bir turlu? Hangi engeldir? Bambaska memleketlerde yalniz kalirim mi? Aile, arkadas, her gun gittigin bar, hepsinden uzak kalmaktan korkmak yalnizliktan korkmak degil mi? Nasil para kazanirim diye gidememek, luks yasamaya ve birilerinin parasiyla yasamaya alismak degil de nedir ki?

Bunlarin her birini gorurken, yine de gidemiyorsa insan? Ve cok istiyorsa. Ne yapmalidir ki?

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder