24 Ağustos 2010 Salı

arabesk

Son günlerde düşünüp duruyorum nereden çıktı bu arabesk sevdası diye.

Yüzümüzü batıya popomuzu doğuya döndümenin üzerine kurduğumuz kremalı hayatlarımıza nasıl oldu da girdi o içli köfte acısı? Küçülttüğümüz, tiksindiğimiz doğulu içimizde hep bu günü mü bekliyordu? Özümüz bu mu gerçekten? Plazalarda yarı İngilizce yarı Türkçe konuşan kravatlılar eve gidip yeni arabesk mi dinliyor? Acı mı çekiyor? Anlar mı acıdan? Pastırmadan? Sucuktan?

Basbaya 2010 yılındayız ve 21. yüzyıl arabeskimiz var. Orhan Gencebay rock barların repertuarlarının coşturucu unsuru, Müslüm Gürses entellerin sevgilisi, bin yıllık popçu Işın Karaca, aktivist Şevval Sam annesini bıraktı Ferdi Tayfur söylüyor. Sahi Ferdi Tayfur nerede? Yararlansa bari bu arabesk akımından. Neyse...

Diyorum ki arabesk acaba olduğumuz şey mi?

En yakın arkadaşının sevgilisinden içten içe hoşlanıp, onlar ayrılınca üzerine atlamaya da şiddetli elektriklenme süsü vermek gibi.