4 Ağustos 2009 Salı

yalnızlığa övgü

Yalnızlıktan korkan bir sürü insan vardır ya hani.. Aslında korkulması gereken şey yalnızlığa alışmak. Bir kez alıştı mı insan yalnız olmaya, sinemaya yalnız gitmeye, sokakta yalnız yürümeye, ıslık çalmaya, üzerine denediği giysiyi nasıl oldu diye sormadan almaya, yalnız uyumaya, barlarda barda oturmaya –zira masalar iki kişi, barlar tek insanlar içindir- alışır. Ne zaman alışverişe çıkarken yanında biri olsa, beğenmez, alamaz bir çöp bile, sinemada rahat edemez, öyle elini tutmayı sevmez kimsenin, yollarda sigarasının dumanını savura savura yalnız yürümeyi sever, müziğin, yemeklerin, iyi bir filmin, güzel bir serginin keyfi yalnız çıkar. Işte bu fikre alıştı mı insan, yanında kim olsa fazla gelir. Hayatına sokamaz olur hiç kimseyi. Belki yakın bir iki arkadaş. Onlar da her zaman değil.
Ben yalnızlığa alıştım. Çift kişilik hayatlar bana gore değil artık. Yatağın iki tarafında da uyumayı seviyorum ben, bir yastıktan sıkılıp ötekine geçmeyi seviyorum, kimseyle tartışmadan istediğim filmi izlemeyi, müziği hissedeceğim gibi dinlemeyi, yalnız yapılabilen dansları ve yalnız yapılabilen en keyifli eylemi, kitap okumayı seviyorum. Işte böyle. Belki dışardan mutsuz görünüyorumdur size. Ama benim hayatım böyle. Tek kişilik.

1 yorum:

  1. yalnız insan yazar.. yalnız olduğu için yazar.. yazdığı şey yalnızlıktır.. yazma eylemi yalnızlık diye bir şey olduğu için vardır.. ve yazmak güzeldir..

    o yüzden yalnızlığı övebilirsiniz..

    dışarısını bilmem ama içerden hiç mutsuz görünmüyorsunuz..

    YanıtlaSil