10 Ocak 2010 Pazar

babalar ve erkekler ve kız çocukları

Babasının arabasını apartmanın otoparkına girdiğini görmüş gibi, eve dönerken babasının arabasını kapının önünde görmüş, evde onu beklediğini hemen bilmiş gibi sevdi onu.

Babası yoktu, onun yerine onu koymuştu.

Kapıdan babası girdiğinde ona sarıldığı gibi sarılıyordu ona. Şefkatle, o biçimsiz sevgiyle karmakarışıktı. Aşık gibi, değil gibi, ondan sadece şefkat bekler gibi,ona şefkat göstermek ister gibi sevdi onu.

Gözlerine her baktığında yeterince sevemediğini düşündüğü babasını gördü. Hiç gösterememişti ona onu ne kadar çok sevdiğini, yani hiç sözcüklere dökememişti. Başkalarına hep derdi babamı çok seviyorum diye de babası hiç bilmezdi onun babasını ne kadar çok sevdiğini. Sevmek ayıpmış gibi, sevdiğini söylemek ayıpmış gibi hiç söylemedi.

Sonra babasının yerine başka adamları koydu, onları sevdi, onlara onları sevdiğini söyledi, babasını anlattı, babasını ne kadar çok sevdiğini, babasına sarıldığında dünyaya sarılıyormuş gibi hissettiğini anlattı, ama babasına hiç bunu anlatamadığını anlatamadı.


Sonra babası öldü, o öldüğünde ona ancak söyleyebildi onu ne kadar çok sevdiğini, her sarıldığında canına sarıldığını, her kız çocuğu gibi ilk babasına aşık olduğunu, her seviştiği adamı babasına benzetmeye çalıştığını.

Babası onu çok seviyordu.

Işin kötüsü, o da bunu annesinden duymuştu.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder